Kayıp Tanrılar Ülkesi (Ahmet Ümit)


Bana yaptıkların senin başına gelsin.

Kayıp Tanrılar Ülkesi (Ahmet Ümit)

Binadan çıktıklarında güneş yükselmişti, boğucu hava iyice hissettiriyordu kendini. Gölgeleri bahçeyi kaplayan üç ıhlamur ağacından yayılan koku, sanki hayatın sıkıcı binalardan, resmi arabalardan ibaret olmadığını kanıtlamak istercesine bütün sokağa yayılmıştı. Ama insanların gündemi doğanınkinden oldukça farklıydı. Zihni Cemal cinayetiyle meşgul olan Yıldız da fark edememişti bu hoş kokuyu. Bir an önce olay yerine gitmek, oradan da Peter’e geçip şu tehdit mektubunu görmek istiyordu. Neo Nazileri içeride tutmaları için o mektuba ihtiyaçları vardı. Hele bir de mektubun ya da zarfın üzerinde Otto’nun ya da arkadaşlarının parmak izlerini bulurlarsa, işleri epeyce kolaylaşırdı. Aksi halde Neo Naziler kolayca sıyrılacaklardı bu cinayetten.

“Neden böyle çıplak?” dedi olay yeri bozulmasın diye çekilen sarı bandın önünde dikilen Hüseyin. Cesedi tümüyle göremiyordu, ama giysilerinin olmadığını fark etmişti. “Ölüye saygısızlık bu. Üzerini örtmemiz lazım.” Sırtındaki montu çıkarmış, Olay Yeri İnceleme’nin bandını geçmeye çalışıyordu ki, yüksek sesle uyardı Kurt.

“Hayır! Dur! Durun! Sakın yaklaşmayın. Cinayet mahallini bozuyorsunuz…”

“İster baba olsun, ister kral, isterse baştanrı, asla adaletten ayrılmamalı”

Elbette baba olmak tanrı olmaya benzer. Nasıl ki, bir baba evlatlarının sorumluluğunu üstlenmişse bir tanrı da bütün canlıların sorumluluğunu üstlenir. Ki, tüm canlılar, bir tutam ottan görkemli ağaçlara; bir kelebekten göklerin sahibi kartallara; minicik karıncalardan korkunç görünümlü devlere; ölümlü insanlardan Olympos’taki kudretli tanrılara kadar hükmedilmeyi beklerler.

Yukarıda kitaptan kısa alıntılar var. Ben bu kitabı okumakta geciktim ama sonunda okudum bitti. Mitoloji ile polisiye iç içe girmiş heyecan verici, şaşırtıcı ve etkileyici bir kitap. Aşağıda kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısını okuyabilirsiniz. Ve kitabı hala okumadıysanız okumak isteyeceksiniz.

Tanrılar kurban istediğinde, seçilecek birileri hep vardır…

Berlin Emniyet Müdürlüğü’nün cevval başkomiseri Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias Becker, göçmenlerin, işgal evlerinin ve sokak sanatçılarının renklendirdiği Berlin sokaklarından Bergama’ya uzanan bir macerada, hayatı ve insanları yok etmeye muktedir sırların peşinde bir dizi cinayeti çözmeye çalışıyor. Soruşturmanın Türkiye ayağında sürpriz bir ismin olaya dahil olmasıyla heyecanın dozu gitgide artıyor.

Ahmet Ümit’ten polisiyeyi arkeoloji ve mitolojiyle harmanlayan usta işi bir roman.

Kayıp Tanrılar Ülkesi, Zeus Altarı  ve Pergamon Tapınağı’nın gölgesinde mitlere yeniden hayat verirken, suçun çağlar ve kültür boyu değişmeyen doğasını bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.

O yüzden unuttuk dediğiniz yerden başlayacağım. Unutmanın bedelini ödeyecek unutanlar. Cezaların en şiddetlisiyle ödüllendirilecek saygısızlık yapanlar, kalbi yerinden çıkarılacak beni kalbinden çıkaranların, yüzlerinin derisi yüzülecek benden yüz çevirenlerin….

  •   

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.