
Mürebbiye (Stefan Zweig) Bir akşam yemekten sonra otelin önünde oturmuş gölün aydınlık sularının gözlerimizin önünde ağır ağır kararmasını izlerken ona bundan söz ettim. Gülümsedi. “Belki de haksız sayılmazsınız,” dedi. “Gerçi anılara inanmam ben. Yaşanmış, bizi terk edip gittiği o anın içinde yaşanmış, bitmiştir. Şiire gelince, o da yirmi, elli, yüz […]