
Kız Kulesi’ndeki Kızılderili (Sunay Akın)
Özgürlüğe Atılan Kazık
New York Limanına 1766 yılının 7 Ocak günü yanaşan İngiliz gemisini karşılamak üzere kıyıda toplanan insanların yüzlerinde öfke okunuyordu. Gemi, İngilizlerin, Fransızlar ve Kızılderililerle yaptığı savaşların borçlarını haklın sırtına yüklemek üzere çıkarılan vergilerin damga pullarını taşıyordu. Kıyıda toplananlar gemiye el koyarak yükünü yakarlar. Vergi kanununa karşı gösterilen direnme karşısında İgiltere geri adım atar ve kanun kaldırılır. New Yorklular sevinç içinde 18 Mart 1766’da bir “Hürriyet Direği” dikerek başarılarını kutlarlar… Ama, İngiliz askerleri 10 Ağustos günü direği keserler!.. Sömürüye karşı olan halk ertesi gün direği yeniden diker. Bunun üzerine askerler, sivil halkı süngüden geçirir ve Amerika devriminin ilk kanı New York sokaklarında dökülmüş olur.
Bütün bu olayları tepeden izleyen bir Kızılderili ise “Hürriyet Direği”ni görünce “Beyaz adam özgürlüğümüze kazık çakıyor” diye geçirir içinden!..
Kitabın, Özgürlüğe Atılan Kazık adlı bölümünün ilk iki paragrafını yukarıda aktardım. Aşağıda ise kitabın arka kapağı var.
Bir yaz akşamı Boğaz’ın ortasındaki Kız Kulesi’nin beyaz duvarlarında Kızılderililerin vahşi olarak gösterildiği bir kovboy filmi izlediğinizi düşleyin… İşte, o an, omuzunuza konan martı kulağınıza şunları söyleyecektir: “Kız Kulesi’ne bakıyorsun, Kızılderililere de… Ama gerçeği göremiyorsun… Gel Benimle.”
