Bak, Ben Sana Anlatayım (Güngör Uras)


Verimi Artırana Ödül – Fırından eşekle ekmek geliyor

Bak, Ben Sana Anlatayım (Güngör Uras)

Olaylarla Alaylar

Verimi Artırana Ödül – Fırından eşekle ekmek geliyor

Önemli olan verimlilik değil mi, ha üretimde verimlilik, ha tüketimde verimlilik diyerek, yemekhaneye ekmek nakil projesini geliştirip, deneme aşamasına getiriyorlar.

Efendim, o tarihlerde personel yemekhanesi binanın dördüncü katında. Her gün öğle saatlerinde bir eşekle fırından ekmek geliyor.

Eşeğin iki yanındaki küfelerden ekmekler binanın önünde çuvallara konuluyor. Sonra bu çuvalları insanlar sırtlayıp dördüncü kata taşıyor. Dürdüncü katta ekmekler çuvallardan çıkarılıp, masaların üzerine dağıtılıyor.

Arap Vahit ile Cin Osman’ın “ödül almayı bekledikleri verimlilik projesi” gereği, fırıncının eşeği yük asansörüne bindirilecek, dördüncü kata çıkarılacak, orada küfedeki ekmekler doğrudan masalara dağıtılacak, böylece işgücü ve zamandan kazanç sağlanacak. İş maliyeti düşecek.

Büyük heyecanla eşek fabrikanın içinden geçirilip yük taşımak için yapılan büyük asansörün kapısının önüne getiriliyor. İçeri sokuluyor. Düğmeye basılıyor.

Asansör hareket eder etmez o sakin eşek, ne olduğunu anlayamadığından anırmaya, etrafına tekmeler savurmaya, sağa sola saldırmaya başlıyor.

Arap Vahit ve Cin Osman dördüncü kata kadar bekleyemeden asansörün durdurma düğmesine basıyorlar. Asansör üçüncü katta duruyor. Kapı otomatik açılıyor. Eşek fırlıyor, makinelerin arasına, bağırtı, tekme… Güç sakinleştirip eşeği merdivenlerden aşağı indiriyorlar ve fabrika dışına çıkarıyorlar…

Ertesi gün Lütfü Doruk fabrika binasını gezerken yük asansörüne biniyor. Bakıyor ki, duvarlar rezil olmuş. Darbeler, çöküntüler… Sinirleniyor.

Yanındaki görevliye “Hangi hayan yaptı bunu?” diye soruyor. Görevli “Eşek yaptı efendim” diye cevap veriyor…

Lütfü Doruk “Onu anladık evladım, hangi eşşoğlu eşek yaptı ben onu soruyorum” deyince, görevli ne cevap versin. Masum masum “Fırıncının eşeği efendim” der demez, Lütfü Doruk kendisiyle alay edildiğini sanarak parlıyor.

Sonra olayı anlatıyorlar. Ve de Arçelik’teki ilk verimlilik ödülü projesi böylece bir eşek yüzünden güme gidiyor… 🙂

Yukarıda anılardan birinden bir kısım aktardım. Devamı kitapta. Kitabın arkasındaki anlatım da aşağıda sizi yanıltmıyor bulursanız okuyun derim.

Ekonomi gazeteciliğinin duayenlerinden Güngör Uras, okurlarının çok iyi bildiği her zamanki hoş ve samimi üslubuyla, devlet kurumları ve özel sektördeki çalışma yaşamına dair anılarını dile getiriyor. Çoğu zaman mizahi ve gülümsetici bir dil tutturan usta yazar, Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, patron damatlarından devalüasyon hikayelerine, işbitirici sekreterlerden Henry Ford’la üç kez el sıkışmasına, CIA’in ekonomik analizlerinden büyük sermayeni abartma huyuna açılan yelpazede, pek çok ilginç olay ve anekdot aktarıyor. Öte yandan, eski zamanlara, eski insanlara ve eski İstanbul’a dönük bir anma olarak da bakılabilir Bak, Ben Sana Anlatayım’a…

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.