Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin)


Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin)

İşinden bıkıp bezginlik getirmiş insanlarda olduğu gibi, Cezaevi İmamı’nın da her zaman yüzü asıktı. Ağzına zorla çok ekşi birşey sokulmuşçasına boyuna dudakların büzer, yüzünü buruştururdu. Yıllardır cezaevi camisinde imamlık yapmaktan bıkmıştı. Tutuklu ve hükümlüler onu o denli ilgilendirmiyordu ki camiye girip çıkmak için cezaevi bahçesinden geçerken bütün yüzleri birbirine benzetiyordu. Sanki tornadan çıkmış gibiydi bütün yüzler.

Eskiden, yani gençliğinde, hükümlüler için hiç de böyle düşünmüyordu. Yanılıp doğru yoldan sapmış bu günahlı kulları tövbe istiğfar ettirip, hidayete eriştirebilmek için çok çalışmıştı. Ama bütün çabalarının boşa gittiğini gördü. Zaman zaman bu günahlı kullardan kimileri için umutlara kapıldığı olmuştu. Böyleleri cezaevine düşünce, gündüzleri camiden çıkmazlar, camide imamın cüppesinin eteğinden uzaklaşmazlar, namazdan niyazdan ayrılmazlar, ama cezaevinden kurtulur kurtulmaz da eski günah yollarına sapar, şeytana uyarlardı. İmam kaç kez umuda kapılmış arkadan da kaç kez düşkırıklığına uğraşmıştı. Bunların hepsi de ruhlarını hain şeytana teslim etmişlerdi. İmam’ın, onları tornadan çıkmış gibi birbirinin benzeri görmesinin nedeni buydu. Onlar, çıkarları için camiye gelir, çıkarları için namaz kılar, İmam’ın elini öperlerdi. Üstelik İmamı’da kendi çıkarlarına araç yapmak isterlerdi. Büyük paralar vadederek, cüppesinin altında cezaevine saldırma sokmasını önerenler bile olmuştu. Bunca yılın deneyimleri sonunda, İmam artık onlara yüzvermiyordu.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.