
Memurlar Memurlar (Aziz Nesin)
Don Lastiğini Unutma
Sabahleyin evden çıkarken,
– Bak! dediler, üç sabahtır söylüyoruz, yine unutuyorsun, evde peynir kalmadı.
Üç sabahtır peynir ısmarlıyorlardı. Para olmadığı için alamıyordum. Akşam gelince soruyorlar:
– Hani peynir?
Ben, eski facia aktörleri gibi, şap diye elimi alnıma vurup,
– Tuuu! Unuttum! diyordum.
Artık bu işin kolayını bulmuştum. Bişey ısmarladıklar mı, hiç reddetmez, “Peki,” der, akşama eve dönünce, hep, “Tuuu! Unuttum!” numarasını yapardım.
Babam dalgayı çakmış. Üçüncü günü akşamı,
– Hani peynir? diye sordu.
Ben yine elimi kaldırıp alnıma şaplatmaya götürürken rolün arkasını o tamamladı. Yüzüme karşı,
– Tuuu! dedikten sonra odadakilere döndü, alaylı alaylı, Unutmuş! dedi.
Artık bu uyarılardan sonra unutamazdım. Dördüncü sabahtı, tıraş olurken,
– Peynri unutma! dediler.
– Peki, dedim.
Ayakkabılarımı giyiyordum:
– Sabun da kalmamış, al e mi?
– Peki…
Merdivenden inerken bir çığlık yükseldi:
– Aaa! Şeker de bitmiş, sakın unutma!
– Peki peki…
Tam kapıyı çekerken yukarıdan bir haykırma:
– Ayol, hişşşt! Kahve, kahve!
– Ne olmuş kahveye?
– Bitmiş, al.
– Peki be!..
Kapıyı kapadım, besmele çekip sağ ayağımı eşikten atarken pencere camını vurdular.
– Yine ne var?
– Ayol, acelen ne? Dur, kap vereyim, zeytinyağı da bitmiş…
– Peki, peki, pekiii…
Bikaç adım attım, pencereden seslendiler:
– Huuu, dur ayol, evde bir dirhem pirinç yok, akşama getir e mi?
– Pekiy…
Bu, her sabahki uğurlama törenidir.
Aziz Nesin’in seçilmiş onbeş öyküsünden oluşan kitaptaki Don Lastiğini Unutma adlı öykünün bir kısmını yukarıda aktardım. Devamı güldüren, düşündüren ve bunca yıldır değişen hiç bir şey olmadığını anlatan diğerleri kitapta.
