
Güvercinler (Yiğit Okur)
Anası, babası, amcaları, yengeleri, teyzeleri, halaları, enişteleri ve yeğenleriyle Saffet, Bosna’yı terk ettiğinde Avusturya – Macaristan İmparatorluğu, Bosna – Hersek’i sınırları içine aldığını henüz ilan etmemişti. Ama Sırp çeteleri felaketin öncüsüydü. Bir gece, Bosna yakınındaki, dönümlere yayılan çiftliği basıp buğdayları ateşe verdiklerinde, Büyük Amca, bir başka gece de canlarından olabileceklerini sezinlemişti.
İmparatorluk, altı yüz yaşını sürüyordu; ihtiyarlamıştı. Bir ayağı çukurda, her yanı çözülüp göçmeye başlamıştı. Saffet’in ailesi de göçmeye karar verdi.
Birçokları gibi, onlar da göçmen oldular.
Kaç yüzyıl önce Bosna’ya geldiklerini içlerinde bilen yoktu. Denizin doğal gelgiti gibi, bu da tarihin kaçınılmaz gelgitiydi. Gelmişlerdi, şimdi dönüyorlardı. Birlikte yaşayan kalabalık bir Boşnak ailesiydi.
Bir yaz günü, Tuna’dan kafilelerle geçen akıncıların ardı sıra oralara kadar gitmiş, toprağa egemen olmuşlardı. Şu kadar yüzyıl önce Aktolgalı Beylerbeyi’nin yakıp yıkıp kahreden bir yıldırım gibi geçtiği yolu şimdi onlar, boynu bükük, yılgın bir sessizlik içinde, at, eşek sırtında, mekkare arabalarında, yaylılarda geri yürüyorlardı.
Önce Serhat Şehri’ne varıp bir süre orada duraladılar. Sonra Edirne’den İstanbul’a vardılar.

Yiğit Okur’un çok severek okuduğum kitaplarından biri, kesinlikle okunmalı…
Yiğit Okur muhteşem bir kalemi ve akıcı bir anlatımı var. Kesinlikle okunması gereken bir kitap.