Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Grigoriy Petrov)
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, bataklıklardan, göllerden, granit taşlarından oluşan Finlandiya ülkesinin nasıl kalkındığının, “zambaklar ülkesi”ne nasıl dönüştüğünün hikayesidir. Finlandiya’nın, bir avuç insanın çabasıyla ve azmiyle küllerinden nasıl doğduğunu anlatır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, tüm öğrencilere tavsiye edilmesini ve özellikle askeri okullarda zorunlu olarak okutulmasını istediği bu kitap, herkes için bir başucu eseri niteliğindedir.
Yukarıda bu çok ünlü kitabın arka kapağını aktardım. Aşağıda ise kitaptan bazı bölümler okuyabilirsiniz. Yaklaşık yüz yıl önce yazılan kitap güncelliğini ve ününü sürdürmektedir.
Kışla: Halk Okulu
Subay, askerin yalnızca kardeşi, ağabeyi değildir. Subay askerin öğretmenidir. Onu yetiştirmekle yükümlüdür. Askerler subaylara emanet edilmiştir. Onun sağlığından, zihninin açılmasından, fikirlerinin geliştirilmesinden, özetle her şeyinden subaylar sorumludur. Onların ahlaklı iyi insanlar olmasına yardım edecek, onlara vicdan temizliğini, görgü kurallarını, insanlara nasıl davranması gerektiğini öğretecek ve onlara vatan sevgisini aşılayacaktır.
Futbol
Sizler, futbolun Finlandiya’daki gelişimini görerek heyecanlanıyorsunuz. ‘Güçlü Bacaklar’ ismindeki futbol takımınızın komşularımız İsveçliler, Norveçliler, Danimarkalılarla olan karşılaşmalarından ve hatta Macaristan’a gidip orada da galip gelmesinden büyük bir haz duyuyorsunuz. Fakat ben sizin bu sevincinize katılmıyorum.
Ben bizim sevgili Suomi’mizde şu isimleri taşıyan kulüplerin kurulmasını arzu ederim: ‘Güçlü Fikir’, ‘Büyük İşler’, ‘Yeni Girişimler’, ‘Sütlü Manda’, ‘En İyi Yumurta’, ‘En İyi Buğday’, ‘Bembeyaz Bez’, ‘Temiz Vicdan’, ‘Yeni Fikirler’, ‘Mekaniğin Gururları’, ‘Tok Halk’.
Köylüler, İşçiler, Zanaatçılar
Ülke halkının çoğunluğunun kaba ve cahil kalmasına göz yummak utanç vericidir. Uygarlığın ışığıyla aydınlanan kişilerin lakayt davranması bir cinayettir. Devlet denilen şey, üst katları geniş pencereli, yüksek tavanlı, bol havalı ve aydınlık; alt katları ise karanlık, rutubetli, dar ve penceresiz bir şatoya benzemez.
Halkın en kalabalık ve asıl kitlesinin eğitimden mahrum bırakılması, devletin kendisini yıkması, yağmalaması demektir; intihardır.
Halkın Sağlığını Koruyan Doktor
Sürekli yurtseverlikten, halk sevgisinden, uygarlığa hizmetten bahsedersiniz. Ama halk için, vatan için, uygarlık için ne yapıyorsunuz? Bazılarınız milyonlar çalarak sevgili yurdunu soyuyor. Bazılarınız da dairelerde, matbaalarda, okullarda, üniversitelerde memurluk yapıyor. Diğer yanda ise halktan milyonlarca insan ölüyor, yozlaşıyor. Halkın temelleri çürüyor.
Geç olmadan ülkeyi ve halkı kurtarın! Halk kitlelerinin arasına girin! Onları tedavi edin! Okutun, eğitin!