Havva’nın Üç Kızı (Elif Şafak)


Havva’nın Üç Kızı (Elif Şafak)

Sıradan bir sonbahr günüydü İstanbul’da, birini öldürebileceğini anladığında. Bu hikaye, diğerlerinden pek de farkı olmayan, kurşun gibi ağır ve fazlasıyla sakin bir akşamüstü başladı. Şu dünyada en munis ve en cici bici kadınların bile zorda kaldıklarında küplere binip, fırtınalar estirebileceklerini tecrübeyle öğrenmişti. Hiç kimse, en aklıselim görünenler dahi, delilikten muaf değildi. Kendini ne munis, ne de cici bici saydığından, kontrolden çıkma potansiyelinin o tür kadınlara nazaran katbekat fazla olduğunun bilincindeydi. Ama doğrusu tuhaf kelimeydi şu “potnsiyel.” Bir zamanlar, “Müslüman coğrafyanın en Batılılaşmış, demokrat ve laik ülke modeli” olacağı zannedilen Türkiye, en nihayetinde, gerçekleşmemiş potansiyeller diyarı değil miydi? Kim bilir belki onun da delilik ihtimali, aynen öyle gerçekleşmeden tavsar giderdi.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.