
Ölerek, yaşamanın onurunu korumak
Sokrates’in Savunması (Platon)
Beni suçlayanların, siz Atina erkekleri, sizleri ne ölçüde etkilediklerini bilemiyorum. Çünkü, o kadar inandırıcı konuştular ki, onların etkisi altında, az daha ben bile kim olduğumu unutuyordum. Ne var ki bir an olsun doğruyu söylemediler. Bütün yalanların içinde özellikle en çok bir tanesi beni hayrete düşürdü: Sizi kandırmamam için dikkatli olmanız gerekiyormuş; ben tehlikeli bir konuşmacıymışım (retorikçiymişim).
“Siz Atinalı erkekler, sizlere saygı ve sevgim var, ancak size değil tanrıya itaat edeceğim, soluk alıp verdiğim ve gücüm yettiği sürece felsefe yapmaktan ve sizleri ikna edip felsefeye yöneltmekten ve aranızdan karşıma çıkacak her birinize alışageldiğim tarzda: “Sevgili dostum, sen Atinalısın, en kudretli, eğitim ve gücüyle en ünlü kentin yurttaşısın ve paraya, şana, şöhrete o kadar önem verdiğin halde, akla ve hakikate (doğruya) ve mümkün olduğunca iyi bir ruha sahip olmaya bu kadar az önem vermekten sıkılmıyor musun?” diyerek, onun vicdanına seslenmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim.”
Platon, nefret ettiğini söylediği dönemin politik yapısından ve devlet düzeninden yakınırken, yozlaşmanın örneği olarak “arkadaşı olan yaşlı bir adamın” haksız yere ölüme mahkum edilişini örnek gösterir. Sokrates’tir bu kişi. Sokrates’in ünlü “Savunması” biri Xenaphon’a biri de Platon’a ait olan iki metnin üzerinden günümüze ulaşmıştır. “Savunma” bize, bir yandan İÖ 4. yüzyılın Atinası’nın hukuk sisteminin ve devlet düzeninin işleyiş ve zaaflarını tanıtırken bir yandan da, “Yunan aydınlanmasına” direnen muhafazakar Atina egemenlerinin, mitolojik-dinsel kadim yapıyı arkalarına alıp ünlü bir sima üzerinden gözdağı verme çabalarını göz önüne serer. Bu yönüyle, “Savunma” hiç eskimeyen, evrensel bir sese dönüşür.
Sokrates’in Savunması: Ölerek, yaşamanın onurunu korumak.
Savunmadan iki küçük bölümü ve kitabın arka kapağını yukarıda paylaştım.
