Surname (Aziz Nesin)


Tarihten alınan en büyük ders, insanların tarihten ders almadıklarının anlaşılmasıdır.

Surname (Aziz Nesin)

Şair Nefti’den ikilik: “Dalak, ciğer, işkembe, böbrek, beyin ver şurdan…
Aman unutma sakın, beş paralık da vicdan!”

ÖNDEYİŞ

  • Buyur, imzala!
  • Ne imzası?
  • Birleşmiş Uluslar Yasası.
    Bırak takazayı,
    hadi bas imzayı!
  • Bastım tuğramı işte:
    Sultan Palamut!
  • Şunu da imzala!
  • O da neyin nesi?
  • İnsan Hakları Evrensel Bildirisi…
    Ve sen ki Avrupa Konseyi üyesi,
    adın çıkmış demokrata…
    Bas imzayı a kerata!
  • Bastım tuğramı işte:
    Ben ki Sultan Palamut!
    Yerde taş, gökte bulut,
    Sen de bunu unut!
  • At şuraya imzanı!
  • O nedir?
  • Helsinki Sonuş Belgesi.
  • Eyvaah!
    Nereye vurduk, nerden çıktı sesi?
    Yaktın bizi demokrasi!
    (El çırpar)
    Çabuk gelsin,
    Çağırın vak’anüvisi!
  • Hoop dedik…
    Çağırdın geldik.
    Her koşulda, her durumda emir ve ferman
    velinimetimiz bulunan
    Sultan-ibn-is-sultan
    hem daltaban, hem kaltaban
    Sultan Palamut Han!
    Ömrü uzuuun olsun efendimizin.
    Olmayan duaya,
    Amiiin!
    Bizden söylemesi:
    Başlıyor, başlıyor, başlıyor,
    başlıyor bittiği yerde
    bu tarih dersi.
    Başıbozuklara on kuruş
    askerlere yüz para.
    Anlayan beri gelsin,
    anlayana yok para!
    Onsekiz yaşından küçükler
    giremezler çadıra!
    Çünkü içerde demokrasi,
    ayıptır söylemesi,
    son derecede müstehcen…
    Hadi başlıyor
    demokrasi…
    Bayanlar, baylar!
    İçerde,
    dünyanın sekizinci garibesi!
    Gelin, girin, görün,
    alın ibret dersi!

Bilindiği üzere Surname, Osmanlılar çağında, evlenme, düğün-dernek, sünnet gibi sevinçli olaylar dolayısıyla, halkın da katılmasıyla yapılan ve bikaç gün süren zengin şölenleri, renkli törenleri, büyük eğlenceleri, olağanüstü gösterileri, bütün bu şenlikleri betimleyip anlatan kitaplara denilir. Yani Surname, kısacası “düğün kitabı” demektir. Kolayca anlaşılmaktadır ki, bu düğünler, başlık parası veremeyip yavuklusunu kaçırdığı için dama düşenlerin değil, sultanların, şehzadelerin düğünleridir.

Cumhuriyet döneminde, Osmanlı İmparatorluğu çağındaki bu şenliklere taş çıkartan, kırk gün kırk gece süren ve Hüseyin Baykara eğlenceleri örneği öyle düğünler dernekler, döner siteyşınlı nişanlar, görülmemiş şölenler, duyulmamış törenler, içkili fiskili açılışlar, türlü bin türlü şenlikler yapılmışsa da, ne yazık ki bütün bunları anlatan bir Cumhuriyet Surnamesi bugüne dek yazılmamıştır. Demek, Cumhuriyet döneminde Surname yazmak fakire kısmet imiş. Ne mutlu ben fakire!

Kitaptan yaptığım alıntıları yukarıda yazdım.

Buda kitabın sonundan Sondeyiş’in son paragrafı

Daha daha nicelerini ve daha da iyicelerini yazmaya benim yaşamım yete, sizinde onları ve daha başka yazarların nice yüzlerce yapıtlarını okumaya yaşamınız elvere, kendimizi ve çevremizi değiştirerek yaşayalım güle güle! Eksiklerim bağışlana, artıklarım hoşgörüle!

Aziz Nesin Çatalca 20 Eylül 1975

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.