
O.Ç. (Buket Konur)
Görkemsiz
Uzun zaman oldu… Masumu oynuyorum hala. Sıkıldım evet. Şeytana uyamıyorum ayak uyduramaz diye. İçimdeki çoktan küsmüştür. Uğraşamam. Pürüzleri elenmiş, düz, yalın ve görkemsiz hayatım. Beynim, kalbime susma eylemi yaparken dur demeyeceğim ona. Varsın anlatacak masallarım olmasın.
O.Ç. 10’dan kısa bir bölüm: İnsan doğduğundan itibaren içinde hep bir boşluk hisseder. Bir şekilde bu boşluğu doldurma telaşıdır yaşam. İşle, arkadaşla, köpekle, evle, arabayla, belki de evlilikle… Bizim gibilerde aşkla. Şanssızsak o boşluğu doldurma çabamız daha büyük boşluklar bırakarak son bulur. Şanslıysak zaten bunları düşünüyor olmayız.
Yukarıda kitaptan iki küçük alıntı var, aşağıda kitabın arka kapağını okuyabilirsiniz. İlk kez okuduğum Yazar’ın ilginç bir anlatımı var. Ben beğendim.
Sonbahar yaprakları beni etkilemedi hiç, barlarda aşkından ölmedim o kadının. Olmak istediğim adamı oynadım hep ama asla olamadım. Çalma rüyaların kuytularında kaybettim çocukluğumu. Pompalı tüfekle herkesi vurabilecek kadar nefret doluyken nasıl sevebilirdim seni; sevmedim. En çok kendimi sevmedim. Rüzgara inanıp rotamı değiştirdim. Ağzımı küfürle doldurup boşaldığım sonsuzluğa benden hiçbir şey gönderemedim. Ceplerime sığdırdığım koruyucularımla ve güvende olmanın huzuruyla daldığım tenlerde unuttum geçmişi.
“O.Ç.” dedi bana hak etmediğim; dindirilemeyen öfkesiyle ve seviyorken delicesine. İncinmedim…