Birinci Dünya Savaşı’nda ÇANAKKALE Arıburnu Hatıralarım (Sokrat İncesu)
KANLISIRT SAVAŞI
Albayım: – Sokrat Efendi, dedi, en kısa yoldan 57. alaya gideceğiz. Yanımdan ayrılma.
Başüstüne kumandanım, diyerek alay kumandanın yanında ilerlemekte olan müftü efendi ile yürümeye başladım. Üzerimizden yüzlerce serseri düşman kurşunu uçuşuyordu. Alayımız yürüyüşe devam ediyor, kumandanımız ve hiçbirimizin dilini bıçak açmıyordu sanki. Gözümüz ilerde, yürüyüşe devam ediyorduk. Harekatin nereye gittiğini kestirmeden muntazam saflarla ilerliyorduk. Her iki tarafında top ve silah sesleri kulaklarımızı sanki sağır edecekti. Bu anda alay kumandanına doğru doludizgin bir süvarinin geldiğini görmüştüm. Süvari, Alay Kumandanına Mustafa Kemal’in emrini getirmişti. Emir şu idi: “Kanlısırt’ta 57. alaya yetişiniz ve derhal bu alayı takviye ediniz!”
Emir gereğince bütün alay son süratle en kestirme yollardan 57. alaya ulaşmak istiyorduk. Önümüzdeki dik sırtı çıkar çıkmaz 57. alayın siperlerini görerek hiç olmazsa buradaki vaziyeti anlamış olacaktık. Alayın başı; sırtın üzerine çıkınca bir hafta evvel gelmiş olduğum bu alayın bulunduğu mahallin ateş ve toz duman içinde yandığını, bizim veya düşman topçusunun bu tepeye yönelttikleri top ateşleri ile bir yanardağ manzarası arz ediyordu. Bu manzarayı gören alay müftüsü; ellerini yukarıya kaldırarak “Allah, Allah!” diye bağırıyor, alay kumandanımız ise müftünün duasına iştirak ediyordu. Alay; sırttan aşağı doğru süratle iniyor, burası düz bir arazi olup tahminen 300 metre kanlı sırta çıkan esas tepe başlıyordu.
Alay; bu düzlükte toplanıydr, esas harekata hazırlanıyordu ki bu esnada sağ ve sol cenahtan iki süvari dolu dizgin alay kumandanının yanına yaklaşarak kendilerine Leyman Fonsanders’in emirlerini getirdiler. Bu emirle diğer cephelerin takviye edilmesi isteniyordu. Alay kumandanımız ise sinirle bağırarak:
- Ben Mustafa Kemal’den emir aldım. Sadece 57. alayı takviye edeceğim, dedi.
Ve geriye dönerek bütün tabur kumandanlarını yanına çağırdı:
- Birini tabur; istikamet, Kanlısırt’ın merkezi… Üçüncü tabur; istikamet, sağdaki sırtların nirengi noktasına… İkinci tabur; istikamet, cephenin en çok tazyikle karşılaştığı mahalle… Marş marş…
Kahramanlarımızı unutmamak dileğiyle, hepsi huzur içinde uyusunlar.