
Baba (Mario Puzo)
(Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. BALZAC)
Amerigo Bonasera New York Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu; kızını insafsızca yaralayan, onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı.
İnsana ürküntü verecek kadar iri yarı bir adam olan yargıç kara cübbesinin kollarını yukarı sıvadı sanki kürsünün önünde duran iki delikanlıyı dövmeye hazırlanıyordu. Yüzü açık bir nefretle buz gibiydi. Amerigo Bonasera olup bitende hatalı bir yan sezinliyor; ama hatanın ne olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
“Bir serseri gibi davrandınız,” dedi yargıç sert bir sesle. Evet, evet, diye düşündü Amerigo Bonasera. Hayvanlar. İtoğlu itler. Alabros kesilmiş parlak saçları tertemiz yıkanmış yakışıklı yüzleriyle iki delikanlı başlarını önlerine eğmişler, saygılı, yaptıklarından pişman gibi duruyorlardı.
Yargıç konuşmasınnı sürdürdü: “Ormanda yaşayan aç kurtlar gibi davrandınız. Zavallı kızın ırzına geçmediğiniz için kendinizi şanslı sayın. Yoksa sizi yirmi dört yıl hapse mahkum ederdim.” Yargıç sustu. Kalın kaşlarının altındaki gözleri, solgun yüzlü Amerigo Bonasera’dan yana kaydı. Sonra bakışlarını önündeki soruşturma raporlarına çevirdi. Kaşları çatıldı. Kendi isteği dışında bir karara varmış gibiydi; omuzlarını silkti.
Meşhur roman böyle başlayıp hızla devam ediyor. Hala okumayan varsa ben filmini izledim diyorsanız birde kitabı okumalısınız.
