Yıllık Arşiv: 2018


Dombili Yeni Yılı Kutluyor (Yazan ve Çizen Judith Kerr) Bir gün Dombili uyandığında evde bir tuhaflık vardı. Herkes meşguldu. Debbie meşguldü. Nicky meşguldü. Bay ve Bayan Thomas meşguldü. Üstelik ev çok kalabalıktı. Neşeli bir amca… ve parmak uçlarında yürüyen iki teyze vardı. Evde alışılmışın dışında bir şeyler vardı. Yürüyen ağaçları […]

Dombili Yeni Yılı Kutluyor (Yazan ve Çizen Judith Kerr)


Unutkan Kedi Dombili (Yazan ve Çizen Judith Kerr) Bazen tam bacağını yalarken aklına bir şey gelirdi. O zaman da bacağının kalanını yalamayı unuturdu. Bir keresinde kedilerin uçamadığını unutmuştu. Dombili çok unutkan bir kedi. Yemek yediği halde yemek yediğini bazen de eve nasıl gireceğini unutuyor. Bu unutkanlığı bir gece işe yarayabilir […]

Unutkan Kedi Dombili (Yazan ve Çizen Judith Kerr)


Dombili ve Bebek (Yazan ve Çizen Judith Kerr) Dombili sessiz sakin bir gün geçirmeyi istiyordu. Tüm gün uyumak veya oyun oynamak… Derken eve misafirliğe gelen bir bebek her şeyi değiştirdi. Aniden bir ses duydular. Bir ağlama sesiydi. Birisi yüksek sesle ağlıyordu. Bayan Thomas, “Bakın kim geldi?” dedi. “Bayan Clutterbuck bebeğini […]

Dombili ve Bebek (Yazan ve Çizen Judith Kerr)



Kız Kulesi’ndeki Kızılderili (Sunay Akın) Özgürlüğe Atılan Kazık New York Limanına 1766 yılının 7 Ocak günü yanaşan İngiliz gemisini karşılamak üzere kıyıda toplanan insanların yüzlerinde öfke okunuyordu. Gemi, İngilizlerin, Fransızlar ve Kızılderililerle yaptığı savaşların borçlarını haklın sırtına yüklemek üzere çıkarılan vergilerin damga pullarını taşıyordu. Kıyıda toplananlar gemiye el koyarak yükünü […]

Kız Kulesi’ndeki Kızılderili (Sunay Akın)


Gerçeğin Masalı (Aziz Nesin) Ah Biz Eşekler Ah, biz! Ah biz eşekler!.. Biz eşek milleti de eskiden, siz insan milleti gibi konuşurmuşuz. Bizim de kendimize göre bir dilimiz varmış. Konuşmamız, müzik denli güzel, uyumlu, kulağa tatlı gelirmiş. Ne güzel konuşur, ne türküler söylermişiz. Biz eşek olduğumuzdan, sizler gibi insanca değil, […]

Gerçeğin Masalı (Aziz Nesin)


Nasrettin Hoca Fıkraları (Eflatun Cem Güney) Yel Üfürdü, Su Götürdü Hoca Merhum: “Bunca zaman İstanbul’un taşını, toprağını çiğnedi de, bir güne bir gün, bir kayık sefası sürmedi.” Demesinler diye, atlar kayığın birine… Doğrusu tekne de sefa sürecek tekne ya! Kürt çalıp, çingen oynuyor; içlerinde dümenciden daha rahatı yok. Hoca bu! […]

Nasrettin Hoca Fıkraları (Eflatun Cem Güney)



Ankaralı Nefise (Yıldırım B. Doğan) “Ankaralı Nefise” bir kent romanı. Aslına bakarsanız kenti anlatmayan, ama kendini kentli bellemiş insanların içlerinde taşıdıkları kenti gözler önüne sermeye çalışan bir roman. Ankara: İrfan’ın, Şadi’nin, Nefise’nin kentleri olarak bambaşka serüvenler çizer önlerine. Sanki birinden diğerine ayrı adlar taşıyan, ama hepsinin yazgısını birleştirdiğinde de her […]

Ankaralı Nefise (Yıldırım B. Doğan)


Ay Işığı Sokağı (Stefan Zweig) Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma […]

Ay Işığı Sokağı (Stefan Zweig)


Karşı Çıkmak Gerekiyordu (Wolfdietrich Schnurre) Duvarda, jüri masasının tam üzerinde, beyaz bir leke var. Vaktiyle bir Führer resmi asılmış olacak oraya. Eskiden. Dışarda gün kararıyor. Burası da bir loş, içerisi. Rahat olmasına rahat bir yer. Ancak: Davalı sandalyesinde oturup kalmış olmamalıydı insan. Salon dolu. Koridorlarda duranlar bile var. Zabıt katibi […]

Karşı Çıkmak Gerekiyordu (Wolfdietrich Schnurre)



Köprüde Kadınlar Var (Hasan Eskil) Ali bozkırın ortasında bir köyde doğdu. Daha emeklediği günlerden başlayarak öyle yaramaz bir çocuk oldu ki çevresindekilere illallah dedirtti. Bu yüzden de annesiyle babası ikinci çocuğu yapmaya cesaret edemediler ve Ali, Ören’de Kara Ümmet’in tek çocuğu olarak kaldı. Kendini bildiğinde önce koyunları, keçileri, çoban köpeklerini […]

Köprüde Kadınlar Var (Hasan Eskil)


Anne Kafamda Bit Var (Tarık Akan) ‘”Sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. Elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.” Uçak havaalanına yaklaşırken Müjdat (Gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. Onu duymuyor gibiydim. Tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım.”Onları hemen ara, avukatımı devreye sok,” dedim; bir de bütün […]

Anne Kafamda Bit Var (Tarık Akan)


Şu Benim Gazetecilik “Yaşadıklarım” (Emin Çölaşan) Egemenlerin, para babalarının, siyasi iktidarların yağcısı ve yalakası asla olmadım. Hep muhalefette kaldım, eleştirdim. Nice yolsuzluklar belgeledim, bakanları ve milletvekillerini istifa ettirdim, hortumların üzerine gittim. Egemenlerin sofralarına oturmadım, karnımı onlardan doyurmadım. Yazdıklarım nedeniyle yüzlerce kez mahkemeye verildim. Sanık sandalyesine hep gururla, şerefle oturdum. Onların […]

Şu Benim Gazetecilik “Yaşadıklarım” (Emin Çölaşan)



Yok Bi’şey, Acımadı ki… (Filiz Ali) Önsöz’ün sonu: …/. elinizde tuttuğunuz bu kitapta üzüntü ve gözyaşı olmayacak. Hep güzel şeyler anlatacağım size. Doğanın, sanatın, müziğin, dostluğun, çocukların, gençlerin, hayatın güzelliklerini, tanıdığım ve örnek aldığım güzel insanları anlatacağım. Dileğim, çocuklarıma, torunlarıma, öğrencilerime, okurlarıma güzel anılar bırakmak. O kadar. Kitaptan küçük bir […]

Yok Bi’şey, Acımadı ki… (Filiz Ali)


Ezilenler (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski) Geçen yıl yirmi iki mart akşamı başıma çok garip bir şey geldi. O gün akşama kadar dolaşarak, ev aradım. Oturduğum yer pek rutubetli olduğu için, kötü kötü öksürmeye başlamıştım. Daha sonbaharda çıkacaktım oradan, ama ha bugün ha yarın derken, baharı ettim. Bütün bir gün dolaştığım halde […]

Ezilenler (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski)


Orhan Veli (Bütün Şiirleri) Birdenbire Her şey birdenbbire oldu. / Birdenbire vurdu gün ışığı yere; / Gökyüzü birdenbire oldu; / Mavi birdenbire. / Her şey birdenbire oldu; / Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan; / Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire. / Yemiş birdenbire oldu. Birdenbire, / Birdenbire; / Her şey birdenbire […]

Orhan Veli (Bütün Şiirleri)



Aslında Özgürsün (Duygu Asena) – Berna merhaba, nasılsın? – Fena değil, iyiyim Belgin, sen nasılsın? – Dün hiç konuşamadık da merak ettim, ben de çok koşturdum. Burak bisikletten düştü, bacağı yarıldı, hastane, eczane deken, arayamadım… – Aaa, geçmiş olsun, neden haber vermedin? Önemli bir şey mi izi kalacak mı? – […]

Aslında Özgürsün (Duygu Asena)


Memurlar Memurlar (Aziz Nesin) Don Lastiğini Unutma Sabahleyin evden çıkarken, – Bak! dediler, üç sabahtır söylüyoruz, yine unutuyorsun, evde peynir kalmadı. Üç sabahtır peynir ısmarlıyorlardı. Para olmadığı için alamıyordum. Akşam gelince soruyorlar: – Hani peynir? Ben, eski facia aktörleri gibi, şap diye elimi alnıma vurup, – Tuuu! Unuttum! diyordum. Artık […]

Memurlar Memurlar (Aziz Nesin)


Olasılıksız (Adam Fawer) “Bu yirmi sana, Caine. Var mısın, yok musun?” David Caine kendisine söyleneni duyuyor, ama cevap veremiyordu; daha doğrusu koku cevap vermesine izin vermiyordu. Bu kokuyu daha önce hiç almamıştı. Sanki çürümüş et ve yumurta, idrarla karışmıştı. İnternette okuduklarına bakılırsa bazıları kokulara dayanamayıp kendilerini öldürüyorlarmış. İlk başta bunun […]

Olasılıksız (Adam Fawer)



Son Ada (Zülfü Livaneli) “O” bir gün çıkıp gelene kadar, “en iyi korunan sır” dediğimiz yeryüzü cennetinde huzur içinde yaşayıp gidiyorduk. Böyle bir cennet nasıl anlatılır, hatta anlatma girişiminde bulunma cesareti nasıl gösterilir, bilemiyorum. Şimdi size bu küçük adanın çam ormanlarından, doğal bir akvaryum gibi olan masmavi ve saydam denizinden, […]

Son Ada (Zülfü Livaneli)


Biz İnsanlar (Ayn Rand) Petrograd asit fenik kokuyordu. Çelik bir direğin tepesinde bir zamanlar kırmızı olduğu anlaşılan pembe bir bayrak dalgalanmaktaydı. İstasyon binasının camları bayrak direğinin çeliği gibi gri bir renk almış, donuklaşmış pek çoğu da kırılmıştı. Bazılarında hala kurşun izleri duruyordu. Bayrak direğinin altında örümcek ağları sarkmaktaydı. Bunun daha […]

Biz İnsanlar (Ayn Rand)


10 Kasım 1938 “…Devletimizin kurucusu, ulusumuzun özverili ve içtenlikli hizmet vereni, insanlık ülküsünün aşık ve seçkin yüzü, eşsiz kahraman ATATÜRK, vatan sana minnettardır!” 21 Kasım 1938 tarihli İsmet İnönü’nün “Türk Milletine Beyanname” sinden bir tümce ile iki silah arkadaşını saygıyla anıyoruz.

10 Kasım 1938



Karamazov Kardeşler (Fyodor Dostoyevski) Aleksey Fedoroviç Karamazov, bizim bölgede çiftlik sahibi Fedor Pavloviç Karamazov’un oğluydu. Fedor Pavloviç ise bundan on üç yıl önce nedenleri karanlık kalan korkunç ölümü ile dillere destan olmuştu. Sahip olduğu geniş topraklarda hemen hemen hiç oturmamış garip bir adamdı Fedor Pavloviç. Hatta kötü ve ahlaksız olmasına […]

Karamazov Kardeşler (Fyodor Dostoyevski)


Kuvayi Milliye (Nazım Hikmet) Arhaveli İsmail’in Hikayesi …/. Şaban Reisin teknesi / ateşten direğiyle gömüldü suya. Arhaveli İsmail / bu ölen teknedendi. Ve şimdi / Kerempere Fenerinin açığında, / batan teknenin kayığında / emanetiyle tek başınadır, / fakat yalnız değil: rüzgarın, / bulutların / ve dalgaların kalabalığı, / İsmail’in etrafında […]

Kuvayi Milliye (Nazım Hikmet)


Bir Delinin Hatıra Defteri (Nikolay Vasilyeviç Gogol) 3 Ekim Sabah uyandığımda içimi bir korku sardı. Hizmetçim Mavra ayakkabılarımı getirince saati sordum. Onu birkaç dakika geçtiğini söyleyince korkumun sebebi anlaşıldı. Yine daireye geç kalmıştım. Eğer şu pinti muhasebecimizi yakalayıp birkaç kuruş avans koparma ümidim olmasa, bugün daireye gitmeyecektim. Şube müdürümüzün suratını […]

Bir Delinin Hatıra Defteri (Nikolay Vasilyeviç Gogol)



Sonsuza dek mi kaybedildi? (Sandra Fei) Kitabın ön kapağından: Sandra’nın kızları 1985 yılında babaları tarafından kendi ülkesi olan Kolombiya’ya kaçırıldığında altı ve dört yaşlarındaydılar. O günden bu yana Sandra bütün hukuki ve diplomatik yollarla çocuklarını en azından görmesine izin verilmesi için mücadele ediyor. – güçlü Kolombiyalı bir aileye karşı neredeyse […]

Sonsuza dek mi kaybedildi? (Sandra Fei)


Gazap Kuşları (Colleen Mc Cullough) Birinci Bölüm – Meggie – (1915 – 1917) 1915 yılının 8 aralığında Meggie Cleary dört yaşına bastı. Annesi, kahvaltı tabaklarını kaldırdıktan sonra kahverengi bir paketi hiç bir şey söylemeden onun kucağına bırakıp dışarıya çıkmasını söyledi. Meggie de ön kapının yanındaki ağacın dibine çömelerek sabırsızlıkla paketin […]

Gazap Kuşları (Colleen Mc Cullough)


Şimdi Avrupa (Aziz Nesin) Biz Adam Olmayız!.. Kalabalığın içinden birisi, “Biz adam olmayız birader!” dedi mi öbürleri de, “Eveeet, çok doğruuu, olmayız,” diye baş sallarlar. Biri de çıkıp, “O nasıl söz efendi… Sen sayıyla kendine gel bakalım!” demez. Yirmibeş yaşlarında, kanımın fokur fokur kaynadığı günlerde ben bunu deneyecek oldum. Ada’ya […]

Şimdi Avrupa (Aziz Nesin)




Gazap Üzümleri (John Steinbeck) Oklahoma’nın bütün kırmızı toprakları ile gri topraklarının bir kısmına son bir iki hafif yağmur düştü. Bu yağmurlar katı toprağı delemedi. Sapanlar küçük derecikler boyunca dolaşıp durdular. Bu son yağmurlar mısırlara çabucak boy attırdı. Yol kenarlarında yoncalar ve otlar belirdi. Böylece, gri topraklarla koyu kırmızı topraklar yeşil […]

Gazap Üzümleri (John Steinbeck)


Simyacı (Paulo Coelho) Delikanlının adı Santiago idi. Sürüsüyle birlikte eski, terk edilmiş kilisenin önüne geldiğinde güneş batmak üzereydi. Kilisenin çatısı çoktandır çökmüş, bir zamanlar ayin eşyalarının konulduğu yerde kocaman bir firavuninciri büyümüştü. Delikanlı geceyi burada geçirmeye karar verdi. Bütün koyunlarını yıkık kapıdan içeri soktu. Koyunların, geceleyin kaçmalarına engel olacak şekilde, […]

Simyacı (Paulo Coelho)