Bıçak Sırtı (Tess Gerritsen)


Hatırlamanın ucu bucağı yok.

Bıçak Sırtı (Tess Gerritsen)

Doktor Nemechek çimenin üzerinde durakladı ve etrafındaki arızalı zihinler krallığına büyük bir üzüntüyle baktı. “Charlie Decker hiç buraya ait olmamıştı” dedi. “Onlara kendisinin cezai ehliyeti olmayan bir akıl hastası olmadığını en başından söyledim. Ama mahkeme anakaradan gönderilen sözde uzmanı dinledi. O yüzden buraya getirildi.” Başını iki yana salladı. “Mahkemelerin sorunu bu işte. Sadece ellerindeki kanıtlara bakıyorlar. O da her ne demekse! Ben insana bakarım.”

“Peki, Charlie’ye baktığınızda siz ne gördünüz?”

“İçine çekilmişti. Bunalımdaydı. Arada sırada hezeyanlara kapıldığı da söylenebilirdi.”

“O zaman deliydi.”

“Ama suç işleyebilecek türden değil.” Nemechek, sanki vurgulamak istediği noktanın tam manasıyla anlaşıldığından emin olmak istercesine Kate’e döndü. “Delilik tehlikeli de olabilir ama yumuşak bir kederden öteye de geçmeyebilir. Acıya karşı insaflı ve şefkatli bir kalkandır. İşte Charlie’ninki de öyleydi: Bir kalkandı. Hezeyanları onu hayatta tuttu. İşte bu yüzden ona dokunmak istemedim. O kalkanı ortadan kaldırırsam bunun onu öldüreceğini hissettim.”

“Polis onun bir katil olduğunu söylüyor.”

“Komik.”

“Neden?”

“Son derecede mülayim bir insandı. Karıncayı ezmemek için yolunu değiştirirdi.”

“Belki de insanları öldürmek daha kolay gelmiştir.”

Nemechek önemsemez bir tavırla elini salladı. “Onun birini öldürmesi için herhangi bir sebebi yoktu.”

“Ya Jenny Brook? Onun bu halde olmasının sebebi o kadın değil miydi?”

“Charlie’nin sıkıntısı Jenny’yle ilgili değildi. Onun ölümünü kaçınılmaz olarak kabullenmişti.”

Kate kaşlarını çattı. “Peki neydi?” “Çocuğuydu. Mesele doktorlardan birinin ona söylediği bir şeyle ilgiliydi, bebeğin canlı doğmasıyla. Sadece Charlie bunu kafasında çarpıtmıştı. Onun saplantısı buydu, kaybolan kızıydı. Her Ağustos, küçük bir doğum günü kutlaması yapardı.

Bize, ‘Kızım bugün beş yaşına girdi” derdi. Onu bulmak istedi. Onu küçük bir prenses gibi büyütmek; ona elbiseler oyuncak bebekler, kız çocuklarının sevebileceği her şeyi vermek isterdi. Fakat biliyorum ki onu bulmayı gerçek anlamda hiç denemedi. Gerçeklerle yüzleşmekten, bebeğin gerçekten öldüğünü öğrenmekten korkuyordu.

Kitabın en güzel en çarpıcı yerinden kısa bir bölüm aktardım yukarıda, aşağıda arka kapağı okuyabilirsiniz. Yazarın okuduğum ikinci kitabı yine çok çok güzel bir kitap. Sanırım diğer kitaplarını da okuyacağım. Sizlere de tavsiye ederim.

Hawaii’nin başkentindeki basit bir safrakesesi ameliyatı ters gittiğinde, kimse cinayetten şüphelenmez. Ta ki Dr. Chesne, kendisine karşı ustalıkla kurgulanmış bir komployu ortaya çıkarmak için beş yıl önceki trajik olaylar silsilesine dair ipuçlarına ulaşana kadar. Fakat cinayetler devam eder; Dr. Chesne’nin taraf değiştiren Avukat David Ransom ile birlikte kendilerini namlunun ucunda bulmaları artık an meselesidir.

Tess Gerritsen, Bıçak Sırtı’nda, bir zamanlar doktor olarak çalıştığı hastaneyi bir gerilim atmosferi altında ziyaret ediyor. Şüpheliler teker teker kurbana dönüşürken, Gerritsen’in kahramanları zamana karşı çetin bir yarışa giriyor. Okuru da bu soluk soluğa koşuda peşinden sürükleyerek…

  •   

Bir yorum ekleyin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.