İvan İlyİç’in Ölümü (L.N. Tolstoy)
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş, Kreutzer Sonat’ın büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. 1886 yılında yayımlanan İvan İlyiç’in Ölümü sade, süssüz anlatımıyla Rus gerçekçi edebiyatında eşsiz bir yere sahiptir. Daima gerektiği gibi yaşamaya özen göstermiş bir insanın ölümle yüzleşmesini konu edinen eser, Tolstoy’un yaşamının son döneminde ortaya koyduğu yeni ahlak anlayışının da ilk örneklerinden biridir. İvan İlyiç’in Ölümü Tolstoy’un bir mektubunda belirttiği sıradan bir adamın, sıradan ölümünün kendi gözünden tasviridir.
Bu kitabın ilk sayfalarında baş kahramanın ölümünden sonra olanları okuyacağımı düşündüm. Ancak, hayret arka kapakta yazanları okumamış olacağım ki, İvan İlyiç’in kendi, hissettiklerini, hayatının nasıl başladığını, nasıl devam ettiğini, kariyerini, evliliğini, çocuklarını, arkadaşlıklarını ve nihayetinde hastalığını ve hasta yatağında son nefesine kadar yaşadıklarını buldum sayfaları çevirdikçe satırlarda… Benim için ne kadar şaşırtıcı olsa da aynı zamanda değişik de bir deneyim oldu.