Çatıdaki Rüzgar (D.V.C. Andrews)
Annemin mahkemenin çağrısına uyacağından korkarak oturuyordum yargıcın karşısında ama gelmeyeceğinden de emindim. Gelir miydi hiç? Ortaya çıktığı takdirde çok şey yitirebilirdi ve hiçbir kazancı olmazdı. Biz ona yük oluyorduk yalnızca. Üstelik cinayetle suçlanma olasılığı da vardı…
En güzel giysilerimizle yan yana oturmuş bekliyorduk. Sinirlerim öylesine gerilmişti ki, her an ağlayabilirdim. Annemiz mahkemeye gelmeyerek bizi istemediğini bir kez daha kanıtlamıştı. Yargıcın acıyan bakışları da beni deliye döndürüyordu. Annemin canı cehenneme! Öz çocuklarına bunu nasıl yapabilirdi? Bir zamanlar babamızı çok sevdiğini defalarca söylemişti bize. Ne biçim bir anneydi? Başımı dik tutup çığlık atmamak için dilimi ısırıyordum. Donuk bakılarla oturan Chris’in de içinde kopan fırtınaları sezebiliyordum. Minnacık bir top gibi Dr. Paul’ün kucağına yerleşmişti Carrie. Sevgili doktor saçlarını okşayıp onu rahatlatmak için sürekli kulağına bir şeyler fısıldıyordu. “Boşver, aldırış etme. Baba olarak beni, anne olarak da Henny’yi kabul edersin. Ben yaşadığım sürece hiçbir şeye ihtiyacın olmayacak.”
Çocukluk karabasanlarımın yangını sonunda gerçekleşmişti. Tavan arasında yaşadığımız sürece en çok yangından korkup çarşafları yırtarak bir ip merdiven yapmamıza önermiştim. Gerekirse aşağıya böyle inebilecektik.
Yukarıda kitaptan kısa alıntılar var. 1982 basımı bir kitap. Birinci kitap ÇATI ama bende yok. Eğer okumak isterseniz ilk kitabı da araştırabilirsiniz. Güzel, kolay ve merakla okunan bir aile hikayesi.