Parayı Bulduğum An Alayını Maviye Boyayacağım (Erdal Demirkıran)
Valmir, annesiyle babasını asla ihmal etmedi paralanınca aksine daha da bağlandı onlara. 29 yıldır hiç doyasıya sarılamadığı babasına sarılmanın keyfini çıkarıyordu şimdi. Oğlu ciddi olsun, disiplinli yetişsin diye hep mesafeli duran Yozat Ohmberd artık öyle davranmıyor aksine onun başını okşuyordu her fırsatta. Açığa çıkan bu sevginin kaynağı para olsa da sorun yoktu. Baba her zaman babaydı işte ve ona sarılmak bambaşkaydı. Ciddi bir servete erişmesine ve bir ömürde bu parayı bitiremeyeceğini bilmesine rağmen yine de oğlunun fazla harcamasına razı gelmiyordu Yozat. Babasını kırmadan hatta onu alışveriş konusunda eğitir bir üslupla harcıyordu parasını genç adam. Annesinin almak isteyip de alamadıkları vardı yıllardır. Ancak aradan geçen bu aynı yıllar sadece onun istediklerini elde edememesiyle sonuçlanmamış, alışveriş isteğinin de son bulmasına ve artık zorunlu ihtiyaçlar dışında hiçbir şey istememesine sebep olmuştu ki zaten başka şeyleri de unutmuştu kadıncağız.
…/…
En iyi evde oturuyor en iyi mobilyaları kullanıyorlardı. Annesinin de babasının da çok para harcaması için çabalıyordu Valmir ancak onlar da bunu istemelerine rağmen bir türlü başaramıyorlardı. Her şeyin bir mevsimi vardı işte ve o mevsim geçince yazın ortasında kar yağıyordu insanın başına. Bir dilenci 15 yıl dilendikten sonra zengin olsa da restoranda sipariş verirken dilenecekti. ‘Allah rızası için bana bir çorba ver abi!’ diyecekti mesela. Yıllarca bir pinti olarak yaşayan babası artık bir pinti olarak ölecekti ne yazık ki. Kocasının baskısıyla hep sıkarak yaşayan Rahira da bundan sonra her aldığını istediklerinin tamamı zannederek yaşayacak kadar mutlu olacaktı. Yani mevsim geçmişti ama kar yağmıyordu başlarına.
İlginç, ilginç olduğu kadar mizahi anlatımla insanı düşündüren, meraklandıran farklı bir kitap tavsiye ederim.