Polifonik Şizofren Arkadaşımla Sohbetler (Hasan Buğra Çoban)
Boş Söz
Kusura bakmayın; zihnim dökülmüştü ve etraf biraz dağınıktı. O yüzden ben de size geldim. Bu benim kapınızı ilk çalışım. Orada yokmuş gibi davranmayın, sesinizi duyabiliyorum. Hoş buldum aklınıza.
Kendim bana çok konuşuyordu. O söyledi ben de yazdım. Biliyorum, bu kitap beni yazar yapmaz. Ama ben yazarım. Geniş zamanlı fiil olarak.
Kitap zaten küçücük kırk yedi sayfa. Bu nedenle kitaptan da kısa alıntı yaptım. Aşağıya arka kapakta yazılanları aldım. Ben bu kitabı çok beğendim. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen eğlenceli ve akıcı. Daha uzun kitaplar yazar umarım. Tavsiye ederim okuyunuz.
“Anlat, rahatlarsın” önermesi her zaman doğru değildir. Çünkü cümlelerimizi aktardığımız kişi ne kadar iyi bir dinleyicidir ve bizi dinledikten sonra neler söyleyecektir bilemeyiz. Sonuç olarak rahatlayayım derken anlattıkça şişebiliriz. Bu yüzden daha bireysel ve risksiz eylemlere meyil etmekte yarar vardır. Mesela kafa dinlemek… Kafa dinlemek eylemi, kendimizle yalnız kalarak bir dinginlik hali belirtmek için kullanılsa da; kafamızın bize neler söyleyeceğine göre de işler çok değişir. Benim kafam benimle pek kafa dengi değildi. Bu yüzden, kendisiyle konuşmazsam olmazdı. İyi ki de konuşmuşum, çok iyi geldi. O kadar iyi geldi ki, bir ömür boyu beraber yaşamaya karar verdik. Bir bendende kocarız umarım. Bence, ilk kendi kendime konuşup bu güzelliği keşfeden insan “Kendi kendine konuşan, delidir.” demiştir ki bu güzide eyleme herkes kontrolsüzce niyetlenmesin. Şimdi siz de lütfen kendinizle beraber bu kitabın ilk sayfasını açarak bir delilik yapınız. Belki dört kişi okeye bile otururuz.